10 Mart 2011 Perşembe

TÜRKLERİN ERGENEKON'DAN ÇIKIŞI



ERGENEKON DESTANI

Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir
yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler
birleştiler, Türkler'in üzerine yürüdüler.Bunun üzerine Türkler çadırlarını,
sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman
gelince vuruşma da başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi. Bu
yenilgileri üzerine düşman kavimlerin hanları, beğleri av yerinde toplanıp
konuştular. Dediler ki: Türkler'e hile yapmazsak halimiz yaman olur. Tan
ağaranda, baskına uğramış gibi,ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler,
Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkler'i görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Düşman, Türkler'i öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını, mallarını öyle bir yağmaladılar ki tek kara kıl çadır bile kalmadı.Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler. O çağda Türkler'in başında İl Kağan vardı.İl Kağan'ın da birçok oğlu vardı. Ancak, bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü.Kayı(Kayan) adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti.İl Kağan'ın bir de Tokuz Oguz(Dokuz Oğuz) adlı bir yeğeni vardı;o da sağ kalmıştı.Kayı ile Tokuz Oguz tutsak olmuşlardı.

On gün sonra ikisi de karılarını aldılar, atlarına atlayarak kaçtılar.Türk
yurduna döndüler. Burada düşmandan kaçıp gelen develer,atlar,öküzler,koyunlar
buldular.Oturup düşündüler:Dörtbir yan düşman dolu.Dağların içinde kişi
yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım,oturalım.Sürülerini alıp dağa doğru
göç ettiler.Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar.Bu tek yol
da öylesine sarp bir yoldu ki deve olsun,at olsun güçlükle yürürdü;ayağını
yanlış yere bassa,yuvarlanıp paramparça olurdu.Türkler'in vardıkları ülkede
akarsular,kaynaklar,türlü bitkiler,yemişler,avlar vardı.Böyle bir yeri
görünce,ulu Tanrı'ya şükrettiler.Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın
sütünü içtiler.Derisini giydiler.Bu ülkeye Ergenekon dediler. Zaman geçti,
çağlar aktı;Kayı ile Tokuz Oguz'un birçok çocukları oldu.Kayı'nın çok çocuğu
oldu,Tokuz Oguz'un daha az oldu.Kayı'dan olma çocuklara Kayat dediler.Tokuz'dan olma çocukların bir bölümüne Tokuzlar dediler,bir bölümüne de Türülken.Yıllar yılı bu iki yiğidin çocukları Ergenekon'da kaldılar;çoğaldılar,çoğaldılar,çoğaldılar.Aradan dört yüz yıl geçti.Dört yüz yıl sonra kendileri ve sürüleri o denli çoğaldı ki Ergenekon'a sığamaz oldular.Çare bulmak için kurultay topladılar. Dedilerki: Atalarımızdan işittik;Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtlar varmış.Bizim yurdumuzda eskiden o yerlerde imiş.Dağların arasını araştırıp yol bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım.Ergenekon dışında kim bize dost olursa biz de onunla dost olalım,kim bize düşman olursa biz de onunla düşman olalım.Türkler,kurultayın bu kararı üzerine, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar;bulamadılar.O zaman bir
demirci dedi ki:Bu dağda bir demir madeni var.Yalın kat demire benzer.Demirini eritsek, belki dağ bize geçit verir.Gidip demir madenini gördüler.Dağın geniş yerine bir kat odun,bir kat kömür dizdiler.Dağın altını,üstünü,yanını,yönünü odun-kömürle doldurdular.

Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp, yetmiş yere koydular.Odun kömürü ateşleyip körüklediler.Tanrı'nın yardımıyla demir dağ kızdı,eridi,akıverdi.Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu.Sonra gök yeleli bir Bozkurt çıktı ortaya,nereden geldiği bilinmeyen.Bozkurt geldi,Türk'ün önünde dikildi,durdu.Herkes anladı ki yolu o gösterecek.Bozkurt yürüdü;ardından da Türk milleti.Ve Türkler,Bozkurt'un önderliğinde,o kutsal yılın,kutsal ayının,kutsal gününde Ergenekon'dan çıktılar. Türkler o günü,o saati iyi bellediler.Bu kutsal gün, Türkler'in bayramı oldu. Her yıl o gün büyük törenler yapılır.Bir parça demir ateşte kızdırılır.Bu demiri önce Türk kaganı kıskaçla tutup örse koyar,çekiçle döver.Sonra öteki Türk beğleri de aynı işi yaparak bayramı kutlarlar.Ergenekon'dan çıktıklarında Türkler'in kaganı,Kayı Han soyundan gelen Börteçine (Bozkurt) idi.Börteçine bütün illere elçiler gönderdi;
Türkler'in Ergenekon'dan çıktıklarını bildirdi.Ta ki, eskisi gibi, bütün iller
Türkler'in buyruğu altına gire.Bunu kimi iyi karşıladı,Börteçine'yi kagan
bildi;kimi iyi karşılamadı,karşı çıktı.Karşı çıkanlarla savaşıldı ve Türkler
hepsini yendiler.Türk Devleti'ni dört bir yana egemen kıldılar.



Bir rivayete göre Türkler,
Ergenekon'dan 9 Martta çıkmışlardır. Başka bir rivayet ise bu tarihi 21 Mart (Nevruz Bayramı) olarak verir. Öyle anlaşılıyor ki, Ergenekon'dan çıkış işlemleri 9 Martta başlamış, 21 Martta da tamamlanmıştır.

Ergenekon'dan çıkış ile aynı güne denk geldiği için kutlanan Nevruz Bayramı,bugün pek çok Türk topluluğunda çeşitli adlarla kutlanmaktadır.Nevruza;Saha Türkleri Isıah,Başkurtlar ve Kazan Tatarları Saban Toy,Kazaklar,Özbekler,Azerbaycan Türkleri ve Türkmenler Nevruz Toy adını vermektedirler.Türk Cumhuriyetlerinin, S.S.C.B'nin yıkılmasıyla birer birer bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla,Nevruz Bayramı Türk Dünyasında ortak bir bayram olarak kutlanmaya başlamıştır.Böylelikle yaklaşık 1000 yıldır ayrılmış olan Türkler,bu bayramla birleşmektedirler.Selçuklular ve Osmanlı Devleti dönemlerinde de her yıl kutlanan Nevruz Bayramı,Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda ve sonrasında da TÜRK MİLLETİ'nin EBEDİ VE SON BAŞBUĞU GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK tarafından da,Başkent Ankara'da kutlanmıştır.Ancak Yüce Başbuğumuz ebedi
istiratgahına çekilmesiyle bu kutlamalar unutulmaya yüz tutmuştu.Ancak Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilan ederek Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle diplomatik ilişkiler kurmaya başlamalarıyla yeniden parlamış ve süreklilik kazanmıştır.


Bölücü terör örgütü ve diğer Türk düşmanı unsurlar,Nevruz Bayramı süresince çeşitli provokasyonlarla Türk Devletine ve Milletine karşı isyan provaları yapmaktadırlar.Asıl amaçlarının Türk Ulus Devletini yok etmek olduğunu
saklamakta sakınca dahi görmeyen bu ayrılıkçı teröristlerin ve sempatizanlarının
cezalandırılmaması ülkemiz için bir zaaftır.



0 yorum:

Yorum Gönder

Paylaş