18 Mart 2011 Cuma

DÜNYANIN EN DERİN NOKTASINA YOLCULUK


LONDRA - Uluslararası ekip, yüksek basınca dayanıklı özel cihazlar kullanarak yüzeyden 10,9 kilometre derinlikteki bir sualtı kanyonunu inceledi. Elde ettikleri ilk veriler, okyanus tabanındaki çukurların birer karbon havuzu konumunda olduğunu ve okyanus tabanındaki havzaların dünyanın kimyasal yapısı ve iklimini düşünüldüğünden çok daha fazla etkilediğini gösteriyor.


 

Jacques Piccard ve Don Walsh adlı iki araştırmacı, 1960'ta Mariana Çukurluğu'nun en derin noktasına ulaşmış olmalarına rağmen, o zamandan bu yana bölgeye inilmemiş ve yapılan az sayıdaki keşif yolculuğu hep insansız araçlarla gerçekleşmişti.
Araştırma ekibinin başkanlığını yapan Güney Danimarka Üniversitesi'nden Profesör Ronnie Glud, 1000 atmosferlik basınç altında çalışmanın oldukça güç olduğunu, ancak teknolojideki ilerlemenin kendilerine yardımcı olduğunu söylüyor. Glud, "ilk kez ne kadar karbon bulunduğunu ölçmek için bu kadar derine cihazlar gönderebildik" şeklinde konuştu. Ekip içinde Japonya, İngiltere ve Almanya'dan da uzmanlar bulunuyor.
Deniz tabanına indirilen araç bir gemiden suya atılmış ve serbestçe düşmesine rağmen dibe vurması yaklaşık üç saat sürmüş. Programlanan deneyleri gerçekleştiren cihaz daha sonra yeniden yüzeye ulaşmış.
Okyanusun derinliklerindeki havzalarda tutulmuş durumdaki karbon son yıllarda uzmanların giderek daha çok ilgisini çekiyor. Profesör Glud, bu gibi çukurların okyanusun sadece yüzde ikisini kapladığını ancak çok daha büyük oranda önem taşıdığını düşündüklerini belirtiyor, "çünkü bir tuzak rolü oynayıp daha fazla organik maddenin dibe çökmesi sonucu, sanılandan çok daha yoğun karbon içeriğine sahip olmaları mümkün."
Glud, ilk verilerin de bu varsayımları desteklediğini belirtiyor. Ulaşılan sonuçlara göre buralardaki bakterilerin dönüştürdüğü karbon, altıbin metre derinliktekine göre çok daha fazla. Ekip şimdi bu gibi çukurlarda, denizlerin geri kalanına göre ne kadar karbon bulunduğunu incelemeyi planlıyor. Böylece, Mariana Çukurluğu gibi derinliklerin sırlarının çözülmesi ve özellikle iklim dengesindeki rollerinin daha iyi anlaşılması umuluyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Paylaş