21 Şubat 2011 Pazartesi
ANADİLDE EĞİTİM - ÖĞRETİM
CHP'nin, Van'ın Edremit ilçesi Merit Şahmaran Oteli'nde düzenlediği 3 günlük 'Siyasette Barışı Stratejisi Çalışması'nın sonunda yaptığı basın toplantısında Kılıçdaroğlu, anadilde eğitim konusundaki bir soru üzerine 'Anadilde öğretime sıcak bakıyoruz, anadilde eğitimin bugün için çözülebilecek bir sorun olduğuna inanmıyoruz' dedi.
Ana muhalefet liderinin sıcak baktığı anadilde öğretim ne anlama geliyor?
Kürtçe, Çerkesce, Lazca öğretim görmüş insanlar, mesleklerini de bu dillerde yapmak istemezler mi? İlköğretimden yüksek öğrenime kadar Kürtçe eğitim almış bir kişi, Türkçe kaymakamlık yapar mı, yapabilir mi?
Anadilde eğitim bir temel insan hakkı değil egemenlik hakkıdır.
Bu bir demokrasi meselesi değil güç meselesidir.
Anadilde eğitime başlamak yeni bir millet yaratmak demektir. Ve biz buna hiç sıcak bakmıyoruz.
30 yıllık bölücü terörden sonra atılacak böyle bir adım, tıpkı soruna 'Kürt sorunu' denmesi gibi, devletin Kürtçe yayın yapması gibi büyük hata olur. Kürtçüler adım adım kazandıklarını görmekteler. Verilen her taviz daha büyüğüne zemin hazırlamaktadır.
'Kürtçe yayın yapıldı, hani memleket bölündü mü?'
'Kürt sorunu' tanımlaması Kürtçe yayını, Kürtçe yayın anadilde eğitim tartışmalarını getirmiştir. Kürtçüler, 'Devlet Kürtçe yayın yapıyor, neden Kürtçe eğitim vermesin?' diye sormaktadır. Pandora'nın kutusu açılmıştır fakat elbette kapatılacaktır.
'Başka ülkelerde farklı dillerde eğitim var. O devletlere neden birşey olmuyor?'
Bu duruma örnek gösterilen tüm devletler fedaratif kurulmuş devletlerdir. Federal devlet zaten birden fazla siyasal irade, milli kimlik demektir. Hiç bir devlette bir terör hareketinin ardından bir etnik kimliğe anadilde eğitim - öğretim hakkı verilmemiştir. Böyle bir durum devletin yıkılışı anlamına gelir.
'Herkes anadilinde öğretim görsün, anayasal kimlikte birleşelim, 'Türkiyeli' olalım!'
'Türk' kelimesine tahammül edemeyenlerden 'Türkiyeli' kelimesini benimselerini beklemek saflıktır.
Kimliğin altı, üstü, ortası olmaz. Ne kökenli olursa olsun, bu ülkede yaşayan herkes Türk'tür. Bin yıldır bu coğrafyayı Türkler idare etmektedir. Gelecek bin yılda da bu değişmeyecektir.
Alt kimlik, üst kimlik tartışmaları yeni değildir. İmparatorluk döneminde de 'Osmanlılık' üst kimliği, devleti çöküşten kurtaracak sihirli formül olarak idare tarafından denenmiştir fakat sonuç malumdur. Ne Osmanlıcılık, ne de İslamcılık imparatorluğumuzu kurtaramamıştır. Varlığımızı ve Cumhuriyetimizi Türkçülük politikasına borçluyuz.
Bir yandan ırkçılığa, milliyetçiliğe karşıyız derken diğer yandan Kürtçülerin anadilde eğitim taleplerini destekleyenlerin durumunu cahillikle açıklayamayız. Bu apaçık Türk düşmanlığıdır.
Ülkemizde 'Kürt sorunu' yoktur, devlet sorunu vardır. Yurdun genelinde devlet otoritesi kaybolmuştur. Devletin temel görevi güvenliği sağlamaktır. Şu an bu görevini ne şehirlerde, ne de kırsal bölgelerde yerine getirememektedir. Devleti devlet gibi yönetecek siyasi irade başa geldiğinde kimlik sorunu da bitecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder