TSK kendisini bir kez daha “Laikliğin kesin savunucusu” ilan etmişti.
E-muhtıra diye ünlenen basın açıklamasında TSK laiklik ve ulus devlet vurgusu yapmıştı. Bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmekteydi hem de bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindi.
Açıklamaya göre gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktı ve bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekirdi.
Son 4 yılda yaşanan olaylar tüm bu ifadelerin ne kadar boş olduğunu gösterdi.
“Laikliğin kesin savunucusu”nun kendisini savunmaktan aciz olduğu ortaya çıktı. Hadi emeklileri geçtik laiklik ve ulus devlet hassasiyetlerini gizlemeyen 24’ü general 102 muvazzaf subay saçma sapan planlar bahane edilerek tutuklandı. Genelkurmay Başkanı sabırlı olmalarını istedi, Türk yargısının bunu çözeceğini söyledi. Bu saatten sonra yargı çözse çözse Türkiye’yi çözer.
Laiklik diyen ulus devlet diyen hemen herkes soluğu Silivri’de, Hasdal’da alıyor. Sehven düzenlenen delillerle bu insanlar kasten hedef alınıyor. Kanunların size verdiği görevleri geçin, halkın size 2220 yıl önce verdiği görevi yerine getirin. Sözde değil özde Türk ordusu olun ve bunu davranışlarınıza yansıtın. Türk ülkesinde anayasadan Türk kelimesinin çıkarılması tartışılır ve muhtemel oldu. Cemaat adı altındaki örgüt aldı yürüdü, dokunan yanıyor. Liderlerine artık muhalefet de saygıda kusur etmiyor.
Gelinen noktada hiç şüphem yok, merak etmeyin; ülke federal hale getirilse başına da bir halife gelse tavrınızı açık ve net bir şekilde ortaya koyar okkalı bir basın açıklaması yaparsınız, hatta belki Facebook’ta da paylaşırsınız. Bilmem o kadar ileri gider misiniz?
0 yorum:
Yorum Gönder