4 Kasım 2011 Cuma

TRAFİK KURALLARINA UYMAMAK CAİZ Mİ?


Zaman gazetesinde bugün, trafik kazaları ile ilgili ilginç bir röportaj yayımlandı. Röportajın garipliği, yalnızca bir ilahiyat profesörü ile yapılmasından değil, “Belirlenen hız limitini aşmak ve trafik kurallarına uymamak caiz mi?” gibi sorulardan da ileri geliyor.





Yaklaşan bayram tatili öncesi, trafik kazalarının artması tehlikesine yönelik olarak alınması gereken önlemlerin tartışılması ve konunun uzmanlarınca gündeme getirilmesi gerekirken, Zaman gazetesi, bugün yayımladığı bir röportajda olayı “dini” açıdan ele almayı tercih ederek “trafik emniyetini” bir “ilahiyatçı” ile müzakere etmiş. "Son derece somut ve yoruma kapalı bir toplum kuralıyla ilgili bir ilahiyatçı ile neden röportaj yapılır?" sorusunu bir kenara koyduğumuzu düşünsek bile, röportaj konusu ile konuk arasındaki ilişkinin tuhaflığı, sorulan sorularda kendini yeterince ortaya koyuyor. İşte, Zaman gazetesinden Cihan Yenilmez’in Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Beşer ile yaptığı o ilginç röportajın bazı dikkat çekici kısımları:

Belirlenen hız limitini aşmak ve trafik kurallarına uymamak caiz mi?
Bu kurallar, daha emin şartlarda seyretmek için bir tavsiye ve uyarı niteliğinde ise uyulması güzel olsa da zorunlu olmayabilir. Ama bunlar herkesin emniyeti için zorunlu kurallarsa bu kurallara uymamak caiz olmaz.

Emniyet şeridini ihlal ederek sağlık, emniyet, itfaiye görevlilerinin vazifelerini yapmaya engel olmak caiz mi?
Bunda elbette çok önemli bir kul hakkı ihlali vardır. Böyle konulardaki dikkat sadece hukukî değil, aynı zamanda ahlakî ve dinî bir görevdir.

Bir şoförün yolculuk esnasında başka bir şoförün gıyabında konuşması gıybete girer mi?
Gıybetin şoförüyle fırıncısı arasında fark olmaz, gıybet gıybettir. Dolayısıyla şoförler de sövme ve kötü söyleme yerine kendilerini güzel sözler söylemeye alıştırırlarsa hem öfkelerini teskin etmiş hem de ibadet yapmış olurlar. Mesela, haksız olarak yolunu alan bir sürücüye söveceğine, 'Hay Allah sana hidayet versin, Allah senin iyiliğini versin, Allah sana hakkı hukuku öğretsin...' gibi bir şey söylemelidir, kendisini böyle güzel sözlere alıştırmalıdır.

Trafikte insanları kandırarak öne geçmeye çalışmak, bu nedenle trafik sıkışıklığına neden olmak kul hakkına girer mi?
Kesinlikle girer ve bu mesele sanıldığından çok daha önemli bir ahlak, medeniyet, dindarlık ve insanlık meselesidir. Buna insanımız alışmak zorundadır.

Uzun yolculuklarda otobüslerin kullandığı hız ölçme cihazlarında hile yapmanın dinen sakıncası nedir?
Trafik ihlalleri otobüs gibi toplu taşıma araçları tarafından yapılırsa manevi sorumluluğu, taşıdığı insan sayısınca artar. Ayrıca hile hiledir, yalan yalandır ve bir Müslüman şaka ile de olsa asla yalan söylemez.

(soL -Haber Merkezi)

Akıl olmayınca ilahiyatçılar her konuda bilirkişi oluyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Paylaş