Ermenistan bu lafı sarf etme gücünü nereden aldı? Büyük ölçüde, son yıllardaki başarısız Türkiye dış politikasından. Sözde Ermeni soykırımı iddaalarına ne zamandır Türk yazarlar ve –sahte- entelektüeller destek veriyor? “Biz milyonlarca Ermeni’yi öldürdük” diyen yazar ne zamandır Çankaya Köşkü’ne çağrılıp ona saygı duyuluyor? “Ermeni soykırımı yoktur.” diyen Türk Tarih Kurumu Başkanı nasıl emekli ediliyor?
Bu savaşçı ve utanç verici laf aynı zamanda günümüz Türkiye dış politikasının da ne kadar zayıfladığının bir göstergesi. “Türk dış politikası son 10 yılda hiç olmadığı kadar güçlendi” ya da “Uluslararası mecrada ve orta doğuda söz sahibi ülke Türkiye.” yalanları sürekli pompalandı. Halkın buna uyanması gerekir. Dış politikada güçlü olan hiçbir ülkeyi, başka bir ülke asla hedef gösteremez, topraklarına göz dikemez.
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin onarılmaya çalışıldığı bu yıllarda Türkiye hep barıştan ve iyi ilişkilerden yana olduğunu göstermiştir. Ancak Ermenistan’ın güttüğü bu saldırgan politikada barış ve iyi ilişkiler asla düşünülemez. Kurtuluş Savaşı’nın sonucu Lozan Barış Antlaşması’nda resmen tanınan sınırlarımıza göz dikmek kimsenin haddine değildir.
Ayrıca Türk dış politikasının temel prensibi olan “Yurtta barış, dünyada barış.” ilkesiyle 87 yıldır hareket ederken ilişkilerimizi iyileştirmek istediğimiz bir ülkenin bu tavrı onun gerçek görüşünü apaçık öne sermiştir. Türkiye böyle boş ve saldırgan laflarla yıpranacak zayıflıkta bir ülke değildir.
Ermenistan’daki gençliğe gösterilen bu saldırgan hedefe karşı, Türk gençliği de Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ülkesinin sınırlarını sonsuza dek koruyacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder