
2- Demokratik Sol Parti (DSP)
3- Alternatif Parti (ALP)
4- Doğru Yol Partisi (DYP)
5- Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi (TURK-PAR)
6- Halkın Kurtuluş Partisi (HKP)
Cumhuriyet'in tunç siperi
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.
SoL portal'ın haberinde Türkiye'deki eski ABD büyükelçileri Abramowitz ve Edelman'ın, yazdıkları yazıda Erdoğan'ın Türkiye demokrasisine zarar verdiğini, ABD'nin bu duruma müdahale etmesi gerektiğini savunduğu belirtildi:
(soL - Dış Haberler) Geçen sene Ekim ayında yazdıkları ve özetle "Erdoğan başarısız" dedikleri raporun ardından, eski büyükelçiler Morton Abramowitz ve Eric Edelman ABD'nin Erdoğan ve Türkiye'ye müdahale etmesi gerektiğini savundular.
Washington Post'ta yayımlanan "ABD Türkiye'ye rotasını değiştirmesini anlatmalı" başlıklı yazıda, son 10 yıldaki başarıları ne olursa olsun, Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkesnin riskli demokrasisini yok ettiği savunuldu. Bu durumun Türkiye ve Türkiye'nin Batılı müttefikleri için temel sorun olduğunu düşünen yazarlar, "Sessiz kalmak, kısa vadeli çıkarlara zarar verir korkusuyla konuşmamak, Türkiye'nin uzun vadeli istikrarını riske atıyor" dediler.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu hatırlatan Abramowitz ve Edelman, Erdoğan'ın bu iddiaları titizce araştırmak yerine onların üzerini örttüğünü ifade etti. Polislerin ve hakim-savcıların yerlerinin değiştirildiğini, gazetecilere konu hakkında yasaklar getirildiğini söyleyen yazarlar, bu hamlelerin yalnızca durumu atlatmak için değil, muhalifleri bastırmak ve kendi hakimiyetini güçlendirmek için yaptığını savundular.
'Uzlaşma değil, yok etme'
Erdoğan'ın bu taktiklerinin yeni olmadığını düşünen eski büyükelçiler, kendisine meydan okunduğu zaman uzlaşma yerine yok etmeyi amaçladığını belirttiler.
Erdoğan'ın askerin siyasi etkisini başarılı bir biçimde bitirdiğini belirten yazarlar, bunun ardından medya, iş dünyası ve sivil toplum gibi diğer iktidar merkezlerine yöneldiğini, şimdi de sıranın Fethullah Gülen cemaatine geldiğini iddia ettiler. Abramowitz ve Edelman, gerçek ya da yapay olsun, Başbakan Erdoğan'ın krizleri hukukun üstünlüğünü ekarte etmek için sömürdüğünü ileri sürdüler.
Gezi Parkı göndermesi
Gez Parkı ile başlayan ve 17 Aralık operasyonu ile devam eden mücadeleleri yalnızca içerideki rahatsızlıklar veya basit siyasi kavgalar olarak görmeyen büyükelçiler, bunların ortaya çıkışı ile hükümetin tepkisini "semptomatik" olarak nitelendirerek, mücadelenin giderek otoriterleşen ve kendi yönetimine karşı oluşan direnişi azaltmaya çalışan AKP'yle, muhafazakar Gülen'cilerden liberallere ve laiklere kadar uzanan muhalefet arasında gerçekleştiğini kaydettiler.
Yazarlar, önümüzdeki yerel seçimlerde AKP'nin oylarının azalabileceğini ileri sürdüler.
ABD ne yapacak?
Türkiye'nin "demokrasisinin aşağıya düşmesi"nin ABD için bir ikilem yarattığını ifade eden yazarlar, Erdoğan'ın şu andaki söyleminin Türkiye'yi kusurlu bir demokrasiden otokrasiye dönüştürebileceğini söylediler. Bu durumun ABD'nin bölgedeki kuşatılmış güvenirliğine zarar vereceğini savunan yazarlar, Türkiye ekonomisini de tehdt edeceğini belirttiler.
Erdoğan'ın oeprasyonların arkasında ABD'nin bulunduğu imasının ABD'yi zor durumda bıraktığını söyleyen Abramowitz ve Edelman, ABD'ninağırlık koyması durumunda Erdoğan'ın haklı çıkması nedeniyle daha fazla taraftar toplayacağını söyledi.
Daha önce yazdıkları raporu hatırlatan yazarlar, ABD'nin kamuoyunda sessiz ama özel görüşmelerde "azarlayan" konumda bulunma halinin, Erdoğan'a etki etmediğini belirterek ABD'nin Türkiye siyasetinin değişmesi gerektiğini savundular. Yazarlara göre ABD'nin sessizliği, yıllar boyunca Erdoğan'ı cesaretlendirdi.
ABD'nin kararsızlığı bırakarak Erdoğan'ın "diktatoryel" eğilimleri ile yüzleşmesi gerektiğini savunan yazarlar, ABD'nin Türkiye üzerinde etkisinin görünenden daha fazla olduğunu savunarak, "Türkler ABD'ye güvenmezler, ancak onunla aralarının bozulmasını da istemezler" dediler.
soL portal
Metin Lokumcu'nun hayatını yitirdiği Hopa Olayları'yla ilgili sunulan müfettiş raporunda 22 eylemciye karşılık 17 polisin yaralandığı belirtilirken, kullanılan şiddetin orantısız değil, yetersiz güç olduğu savunuldu.
(soL - Haber Merkezi) Emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun hayatını kaybettiği Hopa olaylarına dair sunulan müfettiş raporunda, “Çevik Kuvvet’ten gaz kullanan ve kim olduğu tespit edilemeyen bazı personelin münferit hataları dışında bilinçsiz gaz kullanılmadığı” savunuldu. 26 Eylül 2012 tarihli raporunda; Hopa’da 22 vatandaşın hastaneye başvurduğu ve yalnızca ikisinin yatılı tedavi gördüğü, 17 polisin yaralandığını belirtilerek, “AİHM’nin kolluk ve kalabalıklar arasında gerçekleşen basit fiziksel müdahaleler sonucu oluşan yara ve bereleri kötü muamele olarak saymadığı” savunuldu. Hopalıların şiddete başvurduğu ve barışçıl olmadığı iddia edilirken, polisin zor kullanma sınırları içerisinde kaldığı ileri sürüldü. 26 Eylül 2012 tarihli raporda; Hopa’da 22 vatandaşın hastaneye başvurduğu ve yalnızca ikisinin yatılı tedavi gördüğü, 17 polisin yaralandığını belirtilerek, “AİHM’nin kolluk ve kalabalıklar arasında gerçekleşen basit fiziksel müdahaleler sonucu oluşan yara ve bereleri kötü muamele olarak saymadığı” savunuldu. Hopalıların şiddete başvurduğu ve barışçıl olmadığı iddia edilirken, polisin zor kullanma sınırları içerisinde kaldığı ileri sürüldü.
soL portal
Çığla, Savcılığın hakkında açtığı dava dolayısıyla geçtiğimiz gün Emniyet'te ifade verdi.
Çığla'nın ifadesi alınırken sorulan bir soru hayli ilgi çekiciydi: "Böyle söylemenin suç olduğunu bilmiyor musun?"
Yanıtımızı bu kez de buradan yineleyelim: "Biz hırsıza hırsız deriz!"
tgb.gen.tr
Ankara’da sol güçler bugün 30 Mart’da yapılacak yerel seçimler için programını ve adayını kamuoyu ile paylaşacak. Başkentte heyecan ve ilgi ile karşılaşanan ortak bağımsız aday çalışmasında başkan adayı olan Kaya Güvenç’le süreci ve hedefleri konuştuk. Güvenç, “Ankara’da yapacağımız ortak çalışma Türkiye’de başka bir yol açmanın ilk işareti olacak” dedi.
Yargıtayın, şike davasında aldığı cezaları onadığı Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, tatil için gittiği Fransa'dan eşi Gonca Yıldırım ve kızı Yaz Yıldırım ile İstanbul'a geldi. Yargıtay kararı açıklandığında Fransa'da bulunan Yıldırım, gelişmeler üzerine 4 gün sonra Türkiye'ye döndü.
Özel uçakla saat 21.15'te İstanbul'a gelen Yıldırım'ı, Sabiha Gökçen Havalimanı Genel Havacılık Terminali'nde, kulübün yönetim kurulu üyeleri, futbolcular, amatör şubelerin kaptanları ve sporcuları, kulüp yetkilileri ile çok sayıda Fenerbahçeli taraftar karşıladı.
'Hakkımızda ferman vermişler'
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe taraftarına hitap etmeye başladı: "Sevgili Fenerbahçeliler... Hepiniz hoşgeldiniz... Önümüzde daha birkaç gün var. Hep beraber konuşup dertlerimizi anlatacağız. Hakkımızda ferman vermişler biz de kalkıp geldik. Kalemimizi kırmışlar" dedi. Taraftar ise Yıldırım'ın konuşması sonrası "Hükümet istifa" ve "Hırsız Tayyip Erdoğan" sloganını attı.
soL portal