This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

27 Ocak 2014 Pazartesi

PARTİLERİN OY PUSULASINDAKİ SIRALAMALARI BELLİ OLDU

  Yüksek Şeçim Kurulunda yapılan kura sonucunda oy pusulasında partilerin sıralaması :


1- Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR)
2- Demokratik Sol Parti (DSP)
3- Alternatif Parti (ALP)
4- Doğru Yol Partisi (DYP)
5- Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi (TURK-PAR)

6- Halkın Kurtuluş Partisi (HKP)
7- Türkiye Komünist Partisi (TKP)
8- Genç Parti (GP)
9- Büyük Birlik Partisi (BBP)
10- Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
11- Muhafazakar Yükseliş Partisi (MYP)
12- Yurt Partisi (YURT-PAR)
13- Demokrat Parti (DP)
14- Emek Partisi (EMEP)
15- Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)
16- Millet Partisi (MP)
17- Saadet Partisi (SP)
18- Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR)
19- Liberal Demokrat Parti (LDP)
20- Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)
21- Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)
22- İşçi Partisi (İP)
23- Halkların Demokratik Partisi (HDP)
24- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
25- Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR)
26- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
27- Halkın Yükselişi Partisi (HYP)
 

24 Ocak 2014 Cuma

Bu Sefer Delikten Süpürülecek mi?



SoL portal'ın haberinde Türkiye'deki eski ABD büyükelçileri Abramowitz ve Edelman'ın, yazdıkları yazıda Erdoğan'ın Türkiye demokrasisine zarar verdiğini, ABD'nin bu duruma müdahale etmesi gerektiğini savunduğu belirtildi:

(soL - Dış Haberler) Geçen sene Ekim ayında yazdıkları ve özetle "Erdoğan başarısız" dedikleri raporun ardından, eski büyükelçiler Morton Abramowitz ve Eric Edelman ABD'nin Erdoğan ve Türkiye'ye müdahale etmesi gerektiğini savundular.

Washington Post'ta yayımlanan "ABD Türkiye'ye rotasını değiştirmesini anlatmalı" başlıklı yazıda, son 10 yıldaki başarıları ne olursa olsun, Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkesnin riskli demokrasisini yok ettiği savunuldu. Bu durumun Türkiye ve Türkiye'nin Batılı müttefikleri için temel sorun olduğunu düşünen yazarlar, "Sessiz kalmak, kısa vadeli çıkarlara zarar verir korkusuyla konuşmamak, Türkiye'nin uzun vadeli istikrarını riske atıyor" dediler.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu hatırlatan Abramowitz ve Edelman, Erdoğan'ın bu iddiaları titizce araştırmak yerine onların üzerini örttüğünü ifade etti. Polislerin ve hakim-savcıların yerlerinin değiştirildiğini, gazetecilere konu hakkında yasaklar getirildiğini söyleyen yazarlar, bu hamlelerin yalnızca durumu atlatmak için değil, muhalifleri bastırmak ve kendi hakimiyetini güçlendirmek için yaptığını savundular.

'Uzlaşma değil, yok etme'
Erdoğan'ın bu taktiklerinin yeni olmadığını düşünen eski büyükelçiler, kendisine meydan okunduğu zaman uzlaşma yerine yok etmeyi amaçladığını belirttiler.

Erdoğan'ın askerin siyasi etkisini başarılı bir biçimde bitirdiğini belirten yazarlar, bunun ardından medya, iş dünyası ve sivil toplum gibi diğer iktidar merkezlerine yöneldiğini, şimdi de sıranın Fethullah Gülen cemaatine geldiğini iddia ettiler. Abramowitz ve Edelman, gerçek ya da yapay olsun, Başbakan Erdoğan'ın krizleri hukukun üstünlüğünü ekarte etmek için sömürdüğünü ileri sürdüler.

Gezi Parkı göndermesi
Gez Parkı ile başlayan ve 17 Aralık operasyonu ile devam eden mücadeleleri yalnızca içerideki rahatsızlıklar veya basit siyasi kavgalar olarak görmeyen büyükelçiler, bunların ortaya çıkışı ile hükümetin tepkisini "semptomatik" olarak nitelendirerek, mücadelenin giderek otoriterleşen ve kendi yönetimine karşı oluşan direnişi azaltmaya çalışan AKP'yle, muhafazakar Gülen'cilerden liberallere ve laiklere kadar uzanan muhalefet arasında gerçekleştiğini kaydettiler.

Yazarlar, önümüzdeki yerel seçimlerde AKP'nin oylarının azalabileceğini ileri sürdüler.

ABD ne yapacak?
Türkiye'nin "demokrasisinin aşağıya düşmesi"nin ABD için bir ikilem yarattığını ifade eden yazarlar, Erdoğan'ın şu andaki söyleminin Türkiye'yi kusurlu bir demokrasiden otokrasiye dönüştürebileceğini söylediler. Bu durumun ABD'nin bölgedeki kuşatılmış güvenirliğine zarar vereceğini savunan yazarlar, Türkiye ekonomisini de tehdt edeceğini belirttiler.

Erdoğan'ın oeprasyonların arkasında ABD'nin bulunduğu imasının ABD'yi zor durumda bıraktığını söyleyen Abramowitz ve Edelman, ABD'ninağırlık koyması durumunda Erdoğan'ın haklı çıkması nedeniyle daha fazla taraftar toplayacağını söyledi.

Daha önce yazdıkları raporu hatırlatan yazarlar, ABD'nin kamuoyunda sessiz ama özel görüşmelerde "azarlayan" konumda bulunma halinin, Erdoğan'a etki etmediğini belirterek ABD'nin Türkiye siyasetinin değişmesi gerektiğini savundular. Yazarlara göre ABD'nin sessizliği, yıllar boyunca Erdoğan'ı cesaretlendirdi.

ABD'nin kararsızlığı bırakarak Erdoğan'ın "diktatoryel" eğilimleri ile yüzleşmesi gerektiğini savunan yazarlar, ABD'nin Türkiye üzerinde etkisinin görünenden daha fazla olduğunu savunarak, "Türkler ABD'ye güvenmezler, ancak onunla aralarının bozulmasını da istemezler" dediler.

soL portal

22 Ocak 2014 Çarşamba

Devlete göre Metin Lokumcu'ya 'az bile yapılmış'



Metin Lokumcu'nun hayatını yitirdiği Hopa Olayları'yla ilgili sunulan müfettiş raporunda 22 eylemciye karşılık 17 polisin yaralandığı belirtilirken, kullanılan şiddetin orantısız değil, yetersiz güç olduğu savunuldu.

(soL - Haber Merkezi) Emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun hayatını kaybettiği Hopa olaylarına dair sunulan müfettiş raporunda, “Çevik Kuvvet’ten gaz kullanan ve kim olduğu tespit edilemeyen bazı personelin münferit hataları dışında bilinçsiz gaz kullanılmadığı” savunuldu. 26 Eylül 2012 tarihli raporunda; Hopa’da 22 vatandaşın hastaneye başvurduğu ve yalnızca ikisinin yatılı tedavi gördüğü, 17 polisin yaralandığını belirtilerek, “AİHM’nin kolluk ve kalabalıklar arasında gerçekleşen basit fiziksel müdahaleler sonucu oluşan yara ve bereleri kötü muamele olarak saymadığı” savunuldu. Hopalıların şiddete başvurduğu ve barışçıl olmadığı iddia edilirken, polisin zor kullanma sınırları içerisinde kaldığı ileri sürüldü. 26 Eylül 2012 tarihli raporda; Hopa’da 22 vatandaşın hastaneye başvurduğu ve yalnızca ikisinin yatılı tedavi gördüğü, 17 polisin yaralandığını belirtilerek, “AİHM’nin kolluk ve kalabalıklar arasında gerçekleşen basit fiziksel müdahaleler sonucu oluşan yara ve bereleri kötü muamele olarak saymadığı” savunuldu. Hopalıların şiddete başvurduğu ve barışçıl olmadığı iddia edilirken, polisin zor kullanma sınırları içerisinde kaldığı ileri sürüldü.

soL portal

Hırsız Tayyip Erdoğan'a Soruşturma



Hükümet İstifa eylemlerinde "hırsız Tayyip Erdoğan" sloganı attıran Genel Sekreter Yardımcımız Serhat Çığla hakkında soruşturma açıldı.

Çığla, Savcılığın hakkında açtığı dava dolayısıyla geçtiğimiz gün Emniyet'te ifade verdi.

Çığla'nın ifadesi alınırken sorulan bir soru hayli ilgi çekiciydi: "Böyle söylemenin suç olduğunu bilmiyor musun?"

Yanıtımızı bu kez de buradan yineleyelim: "Biz hırsıza hırsız deriz!"

tgb.gen.tr


21 Ocak 2014 Salı

Kaya Güvenç: Birlikte Başaracağız

Ankara’da sol güçler bugün 30 Mart’da yapılacak yerel seçimler için programını ve adayını kamuoyu ile paylaşacak. Başkentte heyecan ve ilgi ile karşılaşanan ortak bağımsız aday çalışmasında başkan adayı olan Kaya Güvenç’le süreci ve hedefleri konuştuk. Güvenç, “Ankara’da yapacağımız ortak çalışma Türkiye’de başka bir yol açmanın ilk işareti olacak” dedi.

Ankara’da sol güçler 30 Mart yerel seçimlerinde biz de varız dedi. Siz de bu çağrının bağımsız adayısınız. Platformun kuruluş sürecini ve gelinen noktayı okurlarımızla paylaşak başlayalım söyleşimize. Bu noktaya nasıl gelindi?  
Olaylara nereden başlayacağımız sorusuna şöyle yanıt vermek mümkün. Hiçbir şey dünden bağımsız ve gelecekten ayrı değildir. Çok geriye gitmeden Haziran direnişine gitmek yeterli olur. Türkiye’de aydınlıktan, emekten yana, kendi hayatlarına müdahale edilmesinden bıkmış insanların bu direnişine tanık olduk. Bu aslında bir anlamda bütün solun değerlerini taşıyan hareketti. Kimse kimsenin değerlerine saldırmadan, kimsenin ayağına basmadan ortak değerler konusunda güzel bir iş yapıldı. Bu birlikteliğin burada kalmayacağı belliydi. Haziran direnişinin belki en önemli özelliklerinden birisi,  mevcut tutuma karşı çok net bir tutum almasıydı. Bu durum çok kısa sürede ortak bir mücadele ile nasıl kazanımlar elde edilebileceğine dair büyük bir umut ve heyecan yarattı. 
Birlikteliğimizin başlangıcını daha da gerilere götürürsek 2010 yılındaki referandum olabilir. Bugün ortak aday meselesini gündeme getiren örgütlerin o tarihte Anayasa Referandumu sürecinde yarattığı birliktelik çok önemlidir. Sosyalist solun tarihinde önemsenmesi gereken bir olaydır. Çünkü bir miting ya da anlık bir olay için değil siyasal bir konuda bir sürece yayılan ortaklık yaşanmıştır. 




Ankara’da sosyalistlerin ilk defa biraraya gelişi yaşanıyor. Ankara’nın özelliği nedir?

Ankara birden bire aynı siyasal kökene sahip üç adayın yarıştığı kent oldu. Bu durum ortaya çıktıktan sonra Ankara kentinin emekçi halkından tepki gelişti. Şimdi bağımsız aday çalışmasında olan her örgütlü yapı, “bizi bunlara mahkûm mu edeceksiniz?” tepkisi ile karşılaştı. AKP’nin geriletilmesi güncel politikasının üzerine Ankara’da yaşanan bu gelişme adaylı çalışmayı öne çıkardı.

Süreç nasıl gelişti? Sizin adınızın ön plana çıkmasını nasıl karşıladınız? 
İsimler konuşulmadan önce, ilkeler ve program üzerinde görüşmeler yapıldı. Siyasal yapıların kendi aralarında başlayan süreç emekçilerin sendika, oda gibi örgütlerine, üniversitede mücadele eden gençlik gruplarına doğru genişleyen bir yapı oldu. Bu geniş meclis ortak aday çıkarılması konusunda bir karar aldı. Bunu çok alkışlanması ve ileriye taşınması gereken bir olay olarak görüyorum.
 Arkadaşlar sürecin sonunda benim ismim üzerinde bir görüş birliğine varmışlar. Bundan büyük onur duydum. Hem seçim aşamasında hem seçimler sonrasında bu birlikteliği başarılı bir şekilde götürürüz. Türkiye halkının hak ettiği o güzel günlere katkımız olur.  Daha önce tek tek verilen mücadeleyi daha güçlü hale getiren bu birliktelik oldu. Aynı zamanda siyasi mesajı, hedefi daha odaklı bir harekete dönüştürme imkanına da sahip olduk.

Haberin devamı muhalefet.org'da

Aziz Yıldırım'a Karşılama: Hükümet İstifa

Aziz Yıldırım cezasının onanmasının ardından yurda dönerek Sabiha Gökçen Havalimanı'na indi. Yıldırım'ı karşılayan binlerce taraftar "hükümet istifa", "hırsız Tayyip Erdoğan' sloganları attı.

Yargıtayın, şike davasında aldığı cezaları onadığı Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, tatil için gittiği Fransa'dan eşi Gonca Yıldırım ve kızı Yaz Yıldırım ile İstanbul'a geldi. Yargıtay kararı açıklandığında Fransa'da bulunan Yıldırım, gelişmeler üzerine 4 gün sonra Türkiye'ye döndü.

Özel uçakla saat 21.15'te İstanbul'a gelen Yıldırım'ı, Sabiha Gökçen Havalimanı Genel Havacılık Terminali'nde, kulübün yönetim kurulu üyeleri, futbolcular, amatör şubelerin kaptanları ve sporcuları, kulüp yetkilileri ile çok sayıda Fenerbahçeli taraftar karşıladı.

'Hakkımızda ferman vermişler'
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe taraftarına hitap etmeye başladı: "Sevgili Fenerbahçeliler... Hepiniz hoşgeldiniz... Önümüzde daha birkaç gün var. Hep beraber konuşup dertlerimizi anlatacağız. Hakkımızda ferman vermişler biz de kalkıp geldik. Kalemimizi kırmışlar" dedi. Taraftar ise Yıldırım'ın konuşması sonrası "Hükümet istifa" ve "Hırsız Tayyip Erdoğan" sloganını attı.

beh3-72icaanpfy.jpg_large.jpg

soL portal

Paylaş